KATEGORİ
Kıymetli Dostlarım,
"GELİŞİ GÜZEL ZAMANLAR" yoğun bir çalışmanın ardından nihayet çıktı. Seçkin kitapçılarda; D&R, idefix, kitapyurdu, ÖTÜKEN gibi internet mağazalarında sizleri bekliyor. 



"Denize atılan bir şişe her kitap. Asırlar kumsalda oynayan birer çocuk. İçine gönlünü boşalttığın şişeyi belki açarlar, belki açmazlar..."
Cemil MERİÇ

"BEN DE ÇARLİYİM" DİYEN İMAMIN ARKASINDA NAMAZ KILINIR MI?

FRANSADA bazı “resmî” laik imamlar “Hepimiz Charlie’yiz” modasına uymuşlar… Böyle imamların arkasında namaz kılınır mı?.. Cevap: Charlie İslama ve Resulullah Efendimize (Salat ve selam olsun ona) hakaret eden bir yayın organıdır. Binaenaleyh ben de Charlie’yim diyen bir Müslümanın dinden çıkmış olmasından korkulur, onun ardında cemaat olunup namaz kılınmaz.

Türkiyemizde de “Ben de Charlie’yim…” diyenler var, onları ne yapacağız?.. Onların bir kısmı agresif=saldırgan İslam düşmanıdır. Bir kısmı ise gafildir ve aldatılmıştır. Aklı az da olsa, hiçbir Müslüman, ben Charlie’yim demez.

Soru: Sen terörü doğru mu buluyorsun?.. Cevap: Terörü doğru bulmuyorum ama saldırgan İslam düşmanlarını da aklamıyorum. Âdil düşünüyorum.

Charlie’nin Resulullah Efendimize saldırması sonucu meydana gelen hadiseler karşısında İslam dünyasının tepkisi yeterli olmuş mudur?.. Olmamıştır. Çünkü İslam dünyası paramparçadır ve kırsal kesim kültürü hakimdir.

Ankara’nın bu konudaki durumunu ve tutumunu nasıl buluyorsun?.. Doğru bulmuyorum ve desteklemiyorum. Adnan Menderes Demokrat parti iktidarının Cezayir kurtuluş savaşında sömürgeci Fransayı desteklemesi gibi bir şey oldu…

Müslümanlar bu olup bitenlerden gerekli dersleri aldılar mı dersiniz?.. Diyemem. Müslüman Aleminde birleşip tek bir Ümmet olmak konusunda hiçbir kıpırdanma, faaliyet ve ciddî teşebbüs yoktur. Ümmet birliği kurulmadan ve işler ehliyetli kimselere verilmeden, bu ehliyetli kimseler işleri istişare=danışma ile görmeden ıslah, iyileşme, düzelme, necat, felah olmaz.

Hâtemü’l-Hülefa olan merhum Sultan Abdülhamid Han hazretlerinin devr-i saltanatında Pariste, Voltaire’in Peygamberimizi tahkir eden piyesi sahneye konulmak istenmiş, dindar Padişah bunu duyunca baskı yapmış ve mani olmuştu. Şimdi ne Osmanlı devleti var, ne Hilafet, ne de Sultan Abdülhamid…

Charlie’nin İslama ve Peygambere yaptığı hakaretler bir kere göstermiştir ki, İslam dünyası aksiyon değil, reaksiyon ve tepki dünyasıdır, o da yeterli reaksiyon ve tepki değildir, son derece cılızdır.

Müslümanların aksiyon olmaları gerekir. Aksiyon Müslümanının bilgi ve kültür boyutu güçlü, ahlak ve karakteri yüksek, estetik ve sanatı düşmanlarından üstün olmalıdır. Bunlar olmazsa aksiyon olmaz.

Bir ilahiyatçı Hürriyet gazetesine beyanda bulunmuş, “Onlar Müslümansa ben Müslüman değilim” mealinde bir laf etmiş. Acayip bir laf… Sorumsuzca sarf edilmiş bir cümle.

Bir Müslüman terörizmi kınarken, İslam düşmanlarını aklamamalı. Madalyonun iki tarafına da bakmalı.

Büyük günahlar Ehl-i Sünnet mezhebine göre kişiyi dinden çıkartmaz. Yeter ki, günahı helal kabul etmesin.

Paris’teki Charlie hadisesinde on iki kişi öldü. Madalyonun arka tarafında son otuz senede öldürülen on iki milyon Müslüman var. On iki milyon Müslüman için feryat etmeyip de, Resulullah Efendimize hakaret edenlerin yasını tutmak bir Müslümana yakışmaz.

İslam’da terör yoktur ama azılı, agresif, provokatör, anarşist, nihilist İslam düşmanlarına acımak ve sempati beslemek de yoktur.

İlahiyatçımız Papa kadar olamadı. Papa, “Benim anama söven, suratına inecek yumruğa hazır olsun” dedi.

Mehmet Şevket EYGİ - 24 Ocak 2015 Cumartesi