KATEGORİ
Kıymetli Dostlarım,
"GELİŞİ GÜZEL ZAMANLAR" yoğun bir çalışmanın ardından nihayet çıktı. Seçkin kitapçılarda; D&R, idefix, kitapyurdu, ÖTÜKEN gibi internet mağazalarında sizleri bekliyor. 



"Denize atılan bir şişe her kitap. Asırlar kumsalda oynayan birer çocuk. İçine gönlünü boşalttığın şişeyi belki açarlar, belki açmazlar..."
Cemil MERİÇ

NASİHAT

SÜLEYMAN HİLMİ TUNAHAN (K.S) Hz.nin
Bir Üniversite Talebesine Nasihatleri

Adapazarı’lı bir zât olan Osman Eslek, Ziraat Fakültesi’ne devam ettiği yıllarda, Süleyman Efendi (K.S.) Hazretlerinin yanında ve himâyesinde bulunuyordu. Süleyman Efendinin, akrabalarından olan bu genç talebeye, beş maddelik bir nasihatı vardır ki, bütün üniversite talebelerinin dikkatle öğrenmesi ve uyması gereken düsturları ihtivâ etmektedir.

Süleyman Efendi Hazretleri (K.S.), nasihatları sıralamadan önce de “Evlâdım, bu beş hususa riâyet edersen, hem cemiyette îtibarın hem de âhirette yerin iyi olur” buyurmuşlardır. Bu nasihatlere muhatap olan Osman Eslek tarafından Hasan Arıkan Hoca efendiye ve ondan da bize intikal etmiştir. Beş maddede toplanan bu güzel nasihatlar, şöyledir:

1) Allah yolunda ol, dosdoğru ol, verdiğin sözün eri ol. Evlâdım, ağzın laf ediyorsa dilinle doğru ol, sözünle doğru ol. Sana inanan kişilere karşı sözünden cayma. Eğer sözünü tutarsan “söz” olur ve seni Cennete götürür, tutmazsan “köz” olur. Elinle doğru ol. Kolunu, muzırda değil yardım işinde kullan. Tartıyla iş yapıyorsan terazinde, ölçüyle iş yapıyorsan metrende ve litrende doğru ol. Doğrunun doğruluğu bütün sülâlesine akseder, hepsini hayra götürür.

2)
İnsanları sev ve kimseyi kendinden alçak görme. Tevâzu sahibi ol, zîra en hâlis ziynet alçak gönüllülüktür. Mütevâzi olan kimse, en güzel ziyneti takınmıştır. Kimseyi kendinden aşağı görme. Hayatta haset etmeden say, kıskanmadan sev. Bazı insanlar, başkasındakini istemez. Öyle olma. Gıpta et, fakat haset etme. Zira Allah’ın huzuruna fesatla çıkılmaz.Memur olduğun zaman, sana gelen vatandaşlara sakın yüksekten bakma, yanına geleni ayakta bekletme. Yanında, daimâ bir sandalye bulundur ve oturtuver. Biraz dinlendirdikten sonra hâlini sor, işini hallet. Sakın ha, “bugün git yarın gel” deme! İşini, o gün bitir. Eğer öyle yapmazsan on parmağım yakanda olacaktır.Eğer memursan ve başında müdürün varsa, haset etmeden say, kıskanmadan sev.İnsanlar muhteliftir. Bazısı daha kabiliyetli, bazısı daha yakışıklıdır. “Ben niye onun yerinde olmayayım” deme, elindekinden de olursun. “Allah bana bir verirse, arkadaşıma, komşuma iki versin” diye düşünürsen, seninki üç olur. Eğer arkadaşın veya komşun böyle düşünmüyorsa, onunki ikide kalır.Senden daha iyi hizmet edecek olan varsa, makâmını ona ver. İşte vatanperverlik budur.

3)
Çalışkan ol, üretici ol. Zîra Peygamber Efendimiz “çalışmak ibâ dettir” buyuruyor. Evlâdım, alınteri olmadan hiçbirşeyin kıymeti bilinmez. Tarlanı ek, mahsülünü al, komşuna ver, ağaç dik. Sadaka-i câriye, iyi evlat yetiştirmek, ilmi eser bırakmak ve ağaç dikmektir ki, ağaç dikmek en efdalidir. Bunun için biz, heykel dikmeyeceğiz, yeşil ağaç, yeşil âbide dikeceğiz.Bir dut ağacı 400 sene, ceviz ağacı 700 sene, kestane ağacı 900 sene, çınar ağacı 1500 sene yaşar. Ihlamur ağacı dik, çiçeği şifalıdır. Bursa’da Osman Gazinin ve Orhan Gazinin diktiği bin senelik çınarlar var. Ben bekarken, her sene bir ağaç dikerdim. Şimdi evliyim ve yengen için de her sene bir ağaç dikiyorum. Ben reklam sevmiyorum, kendini methetmek gibi oluyor. Bu yüzden herkese söylemedim, fakat sen bil. Benim Fatih ve Beyazıt Camii yanında birer tane çınar ağacım var.

4)
Bildiğini öğret, temiz ol ve temizliğinle örnek ol. Münevver kişi, münevvir kişi demektir. Öyleleri var ki, üç fakülte bitirir de, hasedinden, kıskançlığından (dolayı) hiçbir şey öğretmez. Gerçek münevver, bildiğini yapan ve öğreten kişidir. Temizlik, ibadettir ve imanın yarısıdır. Eğer sokakta birisi hata yapmışsa (yola pislik atmışsa) sen, onu ayağının ucu ile örtüver.

5)
Günde en az bir kişiye iyilik et, gönlünü al. Çünkü cennetin yolu, gönül almaktan geçer. Gönül almak, Cennetin Firdevs kapısını açmaktır. Bu beş maddenin en kolayı, fakat en “içten geleni” de budur. Bir gönül kazanmak, 40 vakit namaza bedeldir. Bir gönül kırmak ise, 40 vakit namazın sevabını kaybettirir. Ben sabahları kalkarken, “Ey Allah’ım, bana, bugün bir kişiye iyilik yapmak nasip eyle” diye dua ederim. Evden çıktığında veya eve dönerken karşından gelen ilk kişiye selam ver. Onun vermesini beklersen olmaz, evvela sen ver. İşte o zaman, o da sana karşılığını verecektir. Veren el, alan elden, sunan gönül, alan gönülden azizdir.