KATEGORİ
Kıymetli Dostlarım,
"GELİŞİ GÜZEL ZAMANLAR" yoğun bir çalışmanın ardından nihayet çıktı. Seçkin kitapçılarda; D&R, idefix, kitapyurdu, ÖTÜKEN gibi internet mağazalarında sizleri bekliyor. 



"Denize atılan bir şişe her kitap. Asırlar kumsalda oynayan birer çocuk. İçine gönlünü boşalttığın şişeyi belki açarlar, belki açmazlar..."
Cemil MERİÇ

AYAKKABINIZ KAÇ NUMARA

 
 
Eğitimci Hasan Candan’ın bir sözü vardır: “Herkes kırk iki numara ayakkabı giymez.” Bu söz mecaz anlatımlıdır. İnsanların birbirinden farklı olduğunu, değişik özelliklere sahip bulunduğunu vurgular. Bu farklılık öğrenmede de geçerlidir.
 
 
  Eğitimcilerimiz özellikle sözel derslerde, sanki herkes kırk iki numara ayakkabı giyiyormuş gibi, teknik olarak “anlatım”ı kullanırlar. Böylece sadece işitme duyusuna yönelik bir öğretim yaparlar. Ancak her öğrenci beş duyudan birini etkin olarak kullanır. Kimileri gördüğünü, kimileri işittiğini, kimileri kokladığını, kimileri tattığını, kimleri ise dokunduğunu daha kolay ve çabuk algılar. Ayrıca, bu algıladığı bilgileri unutmaz. Her insanda bir duyu, diğerlerine göre daha baskındır. Yani herkes kırk iki numara ayakkabı giymez. 
 
Mümin Sekman Kesintisiz Öğrenme adlı kitabında diyor ki: “Bilginin ‘çok kanallı kayıt’ yapılması öğrenmenin kalıcılığını artırmaktadır. Nedir çok kanallı kayıt? Birden çok duyu organı ile algılamaktır. Bir şeyi görür, iştir, koklar, dokunur ve tadarsanız onu her kanaldan algılamış olursunuz. Böyle bir bilgi kolay kolay unutulmamaktadır.” Örneğin bir konuyu görme duyusuyla okuyabilir, daha sonra okuduklarınızı kasete alıp dinleyebilir ya da sesli okuyabilirsiniz.

Bu durumda en az iki duyuya yönelik bir öğrenme gerçekleştirmiş olursunuz. Özellikle deney çalışmalarında veya gezi, gözlem ve “yaparak yaşayarak” öğrenmelerde beş duyunun tamamı kullanılır. Bu nedenle öğrenme çok verimli olur. Çünkü birden çok duyuya yönelik öğrenme kalıcı olacaktır. 
 
 Beş duyu verimli şekilde kullanılırsa öğrenme kalıcı olur

Prof. Dr. Kamuran Çilenti Eğitim Teknolojisi ve Öğretim adlı eserinde şu bilgilere yer vermektedir: “Okuduklarımızın % 10’unu, işittiklerimizin % 20’sini, gördüklerimizin % 30’unu, hem görüp hem de işittiklerimizin % 50’sini, söylediklerimizin % 70’ini, yapıp söylediklerimizin % 90’ını hatırlarız. Öğrenme işlemine katılan duyu oranlarının sayısı ne kadar fazlaysa öğrenme o kadar iyi unutma o kadar güç olur.
 

 Kendinizi iyi tanıyın

Dünyada tek yumurta ikizleri de dahil olmak üzere hiçbir insan özellikle öğrenme bakımından bir diğerinin tamamen aynısı değildir. Öyleyse kendinizi tanıyın ve kendinize göre bir öğrenme yöntemi benimseyin. İlla da kırk iki numara ayakkabı giymek istiyorsanız o başka!

Sahi sizin ayakkabınız kaç numara?