KATEGORİ
Kıymetli Dostlarım,
"GELİŞİ GÜZEL ZAMANLAR" yoğun bir çalışmanın ardından nihayet çıktı. Seçkin kitapçılarda; D&R, idefix, kitapyurdu, ÖTÜKEN gibi internet mağazalarında sizleri bekliyor. 



"Denize atılan bir şişe her kitap. Asırlar kumsalda oynayan birer çocuk. İçine gönlünü boşalttığın şişeyi belki açarlar, belki açmazlar..."
Cemil MERİÇ

GIDA TERÖRÜ



“GDO”  Ya da FRANKEŞTAYN GIDALAR

Normal yollardan insan evladı doğurmak varken; birinin kulağını birinin kafasına, birinin burnunu öbürünün suratına takmak gibi bir şey...  Kabaca anlatırsak, dayanıklı olsun diye balık genini domatese, bakteriyi patatese monte ediyorlar... Sonradan tonla para verip ilaçlama yapılacağına, haşere ilacını daha tohumundan mısır genine kakalıyorlar. Sinek yuttuğu için böcek ilacı içen süper zekâ vatandaşımız gibi yani...

Yersen ne oluyor? Avrupa’da resmen kanıtladılar; bağışıklık sistemini çökertiyor, kansere yol açıyor, kan yapısını bozuyor, sindirim sistemini harap ediyor, karaciğeri haşat ediyor, erken doğuma-kısırlığa sebep oluyor...

Peki, niye yapıyorlar bunu?  İnsanoğluna gıda yetişmiyormuş, böylece verimi arttırıyorlarmış... Raf ömrünü uzatıyorlarmış İyi de birader... Buğday mı yetişmiyor bu ülkede? Pancar mı eksik? Pirinç mi yok? Yanlışlıkla elinden düşürsen, fışkırmıyor mu topraktan?


Margarin plastikten yalnızca 1 molekül farklıdır.

İlginçtir ki margarin denen ürünü bir çiftçi değil, hayatını laboratuarlarda geçiren bir Fransız asıllı kimyager olan Eugène Michel Chevreu icat etti. “Hidrojene” demek moleküler yapısına hidrojen eklenmiş demektir.

Kendiniz de deneyebilirsiniz. Bir paket margarine alın ve gölge bir yere koyun. İki gün içinde şunları gözlemleyeceksiniz…

1. Üzerinde bir tane bile sinek yok! Bu size bir şeyler anlatmalı...
2. Çürümemiş ve kötü kokmamıştır. Çünkü hiçbir besin değeri yoktur ve üzerinde hiçbir şey gelişmez. Hatta mikro organizmalar bile yerleşmez. Neden? Çünkü nerdeyse plastiktir.
3. Evdeki plastik kablonuzu eritip de tostunuza sürer misiniz ?
İsterseniz sürmeye devam edin ama en azından gelecek nesillere çocuklarınıza bunu yapmayın…

Coca Cola’nın Sırrı

1886’da eczacı John Pemberton tarafında ABD’de zenci kadınları kısırlaştırmak için bir ilaç üretildi. 1895’de bu ilacın içeriğinde değişikliğe gidilerek gizemli bir içeceğe dönüştürüldü. Halen günümüzde kolanın içeriğinde yer alan yedi gizli maddeden söz ediliyor.1905’e kadar kolanın içeriğinde kokainden elde edilen bir maddenin varlığı resmen kabul edilmekte iken bu gün reddediliyor(!) ABD’de bu ürün bir dönem yasaklanmıştır. Kolayı afiyetle içenlere üzülerek hatırlatırız.

Şeytan fısıldadı,

Âdem ile Havva yasaklanan ağacın meyvesinden yedi ve ‘’cennetten’’ çıkarıldılar…

Günümüzde şeytanın rolünü, “gıdayı silah olarak kullanan” dev teröristler üstleniyor. Cennet için yaratılmış ruh ve bedenimizi kirletmek, fıtratımızla, genlerimizle oynamak istiyorlar. Amaçları, minicik bebekleri, insan denen o güzel halifeyi ‘organizma’dan  ‘mekanizma’ya dönüştürmek. Onlar acımasız para da çok umurlarında değil. Sahip olmak, her şeye sahip olmak kıyametten sonrada yaşamak arzusundalar. Yaratılışın sırrına vakıf olamadıkları için, yaşam kaynağı tohumları ele geçirmek ve kirletmek istiyorlar.

Rockefeller, Rothschild, Monsanto, Cargill, IMF, Dünya Ticaret Örgütü, CFR, Bush ya da Obama fark etmiyor.  Hepsi ‘organik’ olarak birbirine bağlı.’Dünyanın kurtuluşu’ olarak sundukları ise hibrit, transgenik, ebter ve genetiğiyle oynanmış tekno-gıdalar, kadınları kısırlaştıran, çocukları hasta eden, çiftçileri köleleştiren, doğayı mahveden kirli, ucube, haram gıdalar…



PEKİ, NE YAPABİLİRİZ?

Helal ve doğal gıdayı arayıp bulmak, yapabileceklerimizin en başında geliyor. Ayrıca kola, cips, hazır ve dondurulmuş gıdalardan, elin İngiliz ve Amerikalı’nın memleketimizde açtığı fast food zincirlerinden “domuz etinden kaçtığımız” gibi kaçmak gerekiyor.

Siz siz olun, yediğinize, içtiğinize, ekmeğinize, aşınıza, midenize giden lokmaya “at izinin it izine karıştığı” bir asırda her zamankinden çok dikkat edin. İnsan ve İslam düşmanlarının oyununa gelmeyin, “bozuk tohumlardan” ve “tohumu bozuklardan” uzak durun.

Çünkü sağlıklı olabilmek ve ahlaklı kalabilmek, bir lokmayla başlıyor...






Yorumlar - Yorum Yaz